[Verse 1]
Hep aynı gündüzlerden oluşmuştu dünyam
Gerçekler göz önünde saklanır anadan üryan
Bu insan hep yanıldı, basit bir kul ya
Önce Fairuz vardı şimdi Vashti Bunyan
Buhtunnasır hâlâ asma bahçesinde mi?
Kerbelâ'dan gelen mektup gerçirmedi gerilmemi
Süleyman muhabbette, Yusuf derinde mi?
Her şey pislenir, yine de yerindedir
Redaksiyonlu kader pozitif yok etki
Gözüm gibi sakındım da geldi birisi kör etti
Şu eşsiz cihanın dağlarında kum gibiydim
Sağ omzum kırıldı solum kemik sesleri
Ezberim bozuldu tümden basiretimi bağladı
Ben ağladım o gülmüştü, ben güldüm o ağladı
Şans tanı, belki yakalarım esas tadı
İstedikçe gül kurut asıl mesele esanstadır
[Nakarat]
Huzur bulur mu insan yalanların içinde?
Aynı sıkıntı dolanır bilirim sabahları içinde
Huzur bulur mu insan yalanların içinde?
Aynı sıkıntı dolanır bilirim sabahları içinde
[Verse 2]
Deliduman bu ömrümün en temiz çağları
Geceler hissizlikle örtülü sabah güneş altları
Bi' bak bakim ne kaldı geride elbet bir gün yalanlanır
Gerçek oldu sandığın ne varsa palavradır
Sorumsuzluk yan cebinde tıpkı kasketin gibi
Güneş batar hilal canlanıp kasvet indirir
Göklerin on kat üstünde ihanet ettiniz
Cennet hep yukarıdaydı kasten indiniz
Şimdi elbet sabahlara düşman olursun
Şimdi elbet sabah karşısında dimdik durursun
Şimdi elbet devrilsen de gardı korursun
Ne anlamı var ne duygusu kalamazsın onurlu
Zaman biriktirdiklerinden hep çalar bu fıtratı
Yeşil çayırlara doğru süremedin şu kır atı
Şimdi ağla, şimdi yakın, şimdi yüzleş ayağa kalk
Odandaki dört duvara bencilliğini fırlatıp
[Nakarat]
Huzur bulur mu insan yalanların içinde?
Aynı sıkıntı dolanır bilirim sabahları içinde
Huzur bulur mu insan yalanların içinde?
Aynı sıkıntı dolanır bilirim sabahları içinde
Huzur bulur mu insan yalanların içinde?
Aynı sıkıntı dolanır bilirim sabahları içinde
Huzur bulur mu insan yalanların içinde?
Aynı sıkıntı dolanır bilirim sabahları içinde