[Bölüm 1]
Tam da terk etmek üzereydim bu şehri
Ait olmadığım sokaklara dönmek için
Aniden sen geldin ve mahvettin beni
Ben böyle güzel bir hata hiç görmemiştim
Her şeye hile karışsa bile oyunu seversin
İkimiz de hiç ölmeyecek gibi gülersin
Duramazsan anlarım, ben gencim ama ihtiyarım
Sende bu öyküyü noktalarım
[Nakarat]
Yâr, bana düşmanım ol, gel!
Düşür beni koynuna, boğuver!
Bu garibin ömrü sensiz geçer mi?
Gel bana, zindanım ol, gel!
Kelepçeyi vur, zulüm ol, gel!
İnsan insanı böyle sever mi?
Yâr, bana düşmanım ol, gel!
Düşür beni koynuna, boğuver!
Bu garibin ömrü sensiz geçer mi?
Gel bana, zindanım ol, gel!
Kelepçeyi vur, zulüm ol, gel!
İnsan insanı böyle sever mi?
[Bölüm 2]
Herkes kendini anlatır, sen hiçbir şey söylemedin
Sesler rüzgara karıştı, sen topraktın, çiğnemedim
Saçından güneş mi doğdu, gecem niye böyle gün gibi?
Bakma bana öyle zâlim, "Git de bir aynaya bak!" der gibi
Gözyaşı dökmeden ağlarım, kendim bile duymam, bağırırım
Feryatlarıma yoldaş olmuş susmalarım
Bulamazsan anlarım, ben görünürken kaybolanım
Çok bilinirken, gayb olanım
[Nakarat]
Yâr, bana düşmanım ol, gel!
Düşür beni koynuna, boğuver!
Bu garibin ömrü sensiz geçer mi?
Gel bana, zindanım ol, gel!
Kelepçeyi vur, zulüm ol, gel!
İnsan insanı böyle sever mi?
Yâr, bana düşmanım ol, gel!
Düşür beni koynuna, boğuver!
Bu garibin ömrü sensiz geçer mi?
Gel bana, zindanım ol, gel!
Kelepçeyi vur, zulüm ol, gel!
İnsan insanı böyle sever mi?
Yâr, bana düşmanım ol, gel!
Düşür beni koynuna, boğuver!
Bu garibin ömrü sensiz geçer mi?
Gel bana, zindanım ol, gel!
Kelepçeyi vur, zulüm ol, gel!
İnsan insanı böyle sever mi?